PTT çalışanları posta tekeli olan kurum içerisinde yoğun bir şekilde mesai yapmaktadır. Dünyada pandemiyle beraber hız kazanan kargo trafiği içerisinde görev alıp bunun yanında posta ve banka işlemleriyle geniş bir iş hacmi içerisinde özveriyle çalışmaktadır. Bu çalışmaları sürdüren emekçiler aynı işi yapıp üç ayrı kadroda istihdam edilmektedir. Bunlar; 399 KHK hükmünde olanlar, İdari Hizmet Sözleşmeli (İHS) olanlar ve taşeron çalışanlardır.
PTT’nin 2013’te Anonim Şirket olmasıyla beraber 375 sayılı KHK’nın ek 27. Maddesiyle İHS kadrosu getirilmiştir. Bu tarih sonra tüm alımlar sözleşmeli olarak yapılmaktadır. Yine bu süreçte sözleşmeli personel alımıyla beraber kamu yararını değil karı öne çıkaran performans sistemi getirilmiştir. Yapılan bu değişiklikler 183 yıllık çınar olan PTT’nin işleyişini bozmuştur. İHS diye adlandırılan bu istihdam biçimi kendi içerisinde tutarsızlıkları da barındırmaktadır.
İHS’li emekçiler KPSS puanı üzerinden atanmaktadır. SGK’ da 4A’lı olarak sigortalı çalışan İHS’liler sendika olarak ise memur sendikalarına üye olmaktadır. Disiplin süreçleri 657 Sayılı DMK’da düzenlenen disiplin süreci ile aynı işlemektedir. Memurların toplu sözleşme sonrası aldığı zam üzerinden maaşları artmaktadır. Yani bu kadrodaki çalışanlar sosyal güvenlik açısından işçi olarak görülmekle birlikte aynı devlet memurları gibi kamu görevini yerine getirmektedir.
Ancak KPSS ile atanan 399’ lu personelle KPSS ile atanan İHS’ li personel arasında aynı işi yapmalarına rağmen son zamlarla beraber dört bin liraya yakın bir maaş farkı ortaya çıkmıştır. “Eşit işe eşit ücret” ilkesini yerle bir eden bu eşitsizlik işyerlerinde emekçiler arasındaki iş barışını bozmaktadır. Aradaki ücret farkının, adeta verilmemek üzerine oluşturulmuş ve kölelik düzenini andıran performans sistemi üzerinden tamamlanması mümkün değildir. Türkiye yüksek enflasyon sebebiyle zor günler geçirirken 399’ Sayılı KHK’ya tabi emekçilerin aldığı ücretler zaten yoksulluk sınırının altındayken, aynı işi yapan İHS’li personelin daha az maaş alması kabul edilemez. Bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için İHS istihdam biçiminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu nedenle, Mecliste görüşülen sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi üzerine verilen yasanın içerisine ivedilikle İHS’li emekçiler de alınmalıdır.
PTT emekçileri Covid-19 pandemi döneminde sergiledikleri özveriyle bunu sonuna kadar hak etmişlerdir. 2017 yılında Varlık Fonuna devredilen ve devire kadar kar eden ancak devir sonrası yanlış yönetim kararlarıyla zarar eden PTT’nin özelleştirilme ihtimalinin konuşulduğu zamanlara denk gelen salgın, kurumun ülke açısından ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde PTT emekçileri evlere emekli maaşı, sosyal yardım, ilaç, maske taşımıştır. Kamuda ve özel sektörde birçok işkolu uzaktan çalışmaya geçerken, kapanmalar sonucu basına uzun kuyruk görüntüleriyle yansıyan binlerce kişiye, PTT işyerlerinden, eksik personele rağmen sosyal ödemeler yapılmıştır.
Bu süreçte sendika olarak ulaşabildiğimiz verilere göre; beş binin üzerinde PTT emekçisi virüs kapmış ve otuz beş arkadaşımız virüs sebebiyle vefat etmiştir. Ayrıca ailelerine de bu virüsü taşıma riski olduğu için hem kendi adlarına hem aileleri adına oldukça sıkıntılı süreç geçiren çalışanlar kadro hakkını ve bu hak sayesinde eşit işe eşit ücreti sonuna kadar hak etmektedirler.
Yine günümüzden örnek verecek olursak; yaklaşan seçim öncesi ekonomik sıkıntı sebebiyle ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının verdiği bilgiye göre iki milyon sekiz yüz bin kişiye bir yıl boyunca sosyal yardım verilecektir. Cumhuriyet tarihinde en yüksek sayıda vatandaşa verilecek bu yardım da 2018 yılından bu yana personel alımı yapmayan PTT aracılığıyla ödenecektir. Yine personel eksikliğine rağmen yapılan anlaşmalar sebebiyle artan kargolar ve günlük yapılması gereken posta ve tebligat dağıtımında, dağıtılması mümkün olmayan dağıtım sayısı hedefleriyle dağıtıcı arkadaşlarımızın huzuru kalmamıştır. Araç, ekipman eksikliği ve iş yoğunluğu sebebiyle dağıtıcılar maalesef meslek hastalılarına yakalanmaktadır. Ülkede yaşanan salgında da, bozulan ekonomik şartlarda da, klasik söylemle posta teşkilatı olması sebebiyle savaşta ve barışta da çalışan PTT emekçileri, şartsız ve koşulsuz şekilde kadro istiyor.
Biz sendika olarak kamuda sözleşmeli ve taşeron istihdam biçimine ilkesel olarak karşıyız. Bu yüzden sözleşmeli tüm personeline kadroya geçirilmesi gerekmektedir. Hatta şu an mecliste görüşülen kamuda sözleşmeliye kadro yasası olarak bilinen yasa taslağında; Mahalli İdarelerde personel alımında KPSS zorunluluğu varken “bu idarelerin sözleşmeli alımlarında KPSS zorunluluğu yoktur ve sınava girmeden belediyelere giren personeller de kadroya geçirilecektir.” ibaresi yer almaktadır. Yukarıda belirttiğimiz PTT’de istihdam edilen İHS’liler kuruma KPSS ile atanmıştır. Sınavla işe girmeyen mahalli idarelerdeki sözleşmeliler kadro alırken sınavla atanan İHS’lilerin kadroya girememesi büyük haksızlıktır.
Yıllardır görevde yükselme sınavı yapılmadığı için görevde yükselemeyen, 3600 ek gösterge kapsamına alınmayan, kuruma personel alınmaması sebebiyle hastalansa bile mesai arkadaşının iş yükü artmasın diye işe giden, güvenliği olmayan şubelerde tek başına çalışan PTT emekçisinin kadrosu, alın terinin kutsallığı sebebiyle ivedilikle verilmelidir. Bu konuda sendika olarak kamuoyu oluşturma konusunda durmadan çalışacağız. İHS’lilere kadro talebini alanlarda, basında, her mecrada dillendirmeye devam edeceğiz.
İHS KOMİSYONU