Anasayfa / MANŞET / PTT’DE İHS’Lİ OLMAK

PTT’DE İHS’Lİ OLMAK

Geçmişe ve geleceğe sahip çıkanlar!!!!!

Kamu kurumlarında neo liberal politikaların getirmiş olduğu yeniden inşa adı altında yapılmak istenen yapısal reformlar, var olan sorunların çözümü bir yana, yaşanılan olumsuzlukları daha da derinleştirmiş ve çözüm noktasında içinden çıkılmaz bir durum oluşturmuştur. Tarihsel olarak çok uzağa gitmeden 1980 sonrası uygulamaya daha hırçın bir şekilde konulan, denetlenmeyen ve denetlemek istemedikleri serbest piyasa ekonomisi aslında bugün içinde bulunduğumuz bütün olumsuzlukların temelini ortaya koymuştur.

Kamu kurumlarının birçoğu var olan siyasal ve ekonomik değişimlerden nasibini almış ve uygulamaya konulan yeni istihdam modelleri ile kurumlarımızın birçoğu iş barışının bozulduğu, ücrette adaletsizliğin var olduğu, sosyal- mali ve özlük haklarının emekçiler açısından gün geçtikçe olumsuzluğa evrildiği net bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Genelde bütün kamu kurumlarında özelde PTT’ de yeni dönem istihdam modelleri hızlı bir şekilde uygulanmaya konulmuştur. 181 yıllık PTT tarihinde birçok entelektüel, yazar, sanatçı emek harcamış ve PTT güzide bir kurum olarak toplumda var olmuştur. Ne yazık ki 2013 yılında toplumun güzide kurumu olan PTT, sendikamızın ısrarla karşı çıkmasına rağmen anonim şirket statüsüne geçirilmiştir.

PTT anonim şirket statüsüne geçtikten sonra kuruma personel alımını İHS (idari hizmet sözleşmeli) personel adı altında yapmaya başlamıştır. Peki bu İHS dediğimiz şey nedir? Aslında modern kölelik demek tam anlamıyla bu sorunun cevabı. PTT anonim şirket olmadan önce emekçi alımını 399’a tabi olarak yapılıyordu. Anonim şirket statüsü ile birlikte PTT’de yeni bir statü olan İHS ortaya çıkmış ve bu durumda PTT’ de üç farklı istihdam modeli yer almıştır. Bu statüler 399’a tabi çalıştırılan ve devlet memurları haklarının net olarak uygulandığı statü, İHS ve firma personeli (Taşeron ) emekçiler.

Peki, modern kölelik olarak nitelendirdiğimiz İHS’li emekçiler, özlük –mali ve sosyal haklar bakımından ne gibi kriterler taşımaktadır?

  1. Performans sistemine göre çalışma; İHS’li emekçiler kurumda çalışan 399’a tabi emekçilerden ortalama 1000-1500 TL arası daha az maaş almaktadır. Aynı işi yapmalarına rağmen İHS’li personelin daha düşük ücret alması “eşit işe eşit ücret” ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir. Bu durum hem Anayasa hem de uluslararası çalışma örgütünün(İLO) çalışma usul ve esaslarına aykırılık teşkil etmektedir. Sözde yönetim kadrosunda bulunan kişiler bu duruma çözüm olarak performans sistemini uygulamaya koymuş ama bu yöntem açıkça adaletsiz bir seçim olmuş ve iş barışını bozmuştur. İHS’li personelin işe alım sürecinde, gişe, büro görevlileri ve dağıtıcıların yaptığı işin ölçülerek performans ücreti alabileceği belirtilmektedir. Ancak posta işleme merkezleri ve posta dağıtım merkezlerinde çalışan gişe ve büro görevlilerinin performans ölçümü yapılamadığından bu iş yerlerindeki İHS’li gişe ve büro emekçileri performans alamamaktadır. Yine performansı ölçülemediği beyan edilen İHS’li teknikerler de performans ücreti alamamaktadır.
  2. Yemek ücreti adı altında verilen nakdi desteğin PAYE CARD aracılığıyla verilmesi; 2013 anonim şirket olma sürecinden 2020 yılına kadar İHS’li emekçi yemek ücretini maaşa yansıtılma yöntemi ile almaktaydı. PTT yönetim kurulu bu durumdan farklı bir yöntem bularak bu ücreti PAYE card aracılığıyla vermeye başlamıştır. sadece gıda ürünlerinin alınması ve belirlenen marketler üzerinden bu durumun gerçekleşmesini kriter olarak koymuştur. Bu durumun öncelikle emekçinin gıdaya erişimini kısıtladığı ve marka seçim hakkını elinden aldığı net olarak anlaşılmıştır.
  3. Kariyer planlaması; İHS yönetmenliği aslında liyakatsiz atamaların önünü açmıştır. Şöyle ki bu yönetmenlik kuruma dışardan alımların önünü açmış ve yandaş olan bir bireyin hiçbir zorlukla karşılaşmadan birim müdürü, başmüdür, daire başkanı olması sağlanmıştır. Bu durum aslında emekçinin en doğal hakkı olan yükselme ve unvan alma durumunu yandaş olma kriterine indirgemiştir. Bu durum kurumun imajının zedelenmesine neden olmuştur. Özellikle son iki yılda ki atamalara bakıldığında bu hukuksuzluk net olarak anlaşılacaktır.
  4. İHS’li emekçinin sendika yöneticisi olması; İHS’li personel emekli sandığına tabii çalışmamasına rağmen ve devlet memuru olmamasına rağmen çarpıcı gelecek ama devlet memurları sendikalarına üye olup yönetici olabiliyorlar. Bu durum bile başlı başına büyük bir çıkmazı gösteriyor. Sendika yöneticiliği yapan İdari Hizmet Sözleşmeli personel 4688 sayılı kanun gereği haftada bir gün idari izinli sayılmaktadır. Ancak örgütlenmeye çıkan İHS’li sendika yöneticileri, çıktıkları gün için performans puanı alamamakta ve o gün için yemek yardımı alamamaktadır. Oysaki İHS’li personel kurum içi eğitim için idari izinli olarak görevlendirildiğinde 318 puan alırken örgütlenmede idari izinli olunduğundan hiç puan alamaması eşitsizlik oluşturmaktadır. Yine Covid-19 pandemisi sürecinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle idari izinli olan personel yemek yardımı ücretini alırken, örgütlenmeye çıkan İHS’li personel yemek yardım ücreti alamamaktadır. Bu konuda da eşitsizlik oluşmaktadır.
  5. Lisans üzeri eğitim durumu 399’lu personel lisans üzeri eğitim diploması (tezli-tezsiz yüksek lisans, doktora) aldıklarında bir derece kıdem alıp belli bir miktar ücret artışı alırken, İdari Hizmetli Sözleşmeli personel lisansüstü eğitim diploması aldığında herhangi bir kazanım elde edememektedir. Bu konuda İHS’li personelin de kazanım elde etmesi gerekmektedir.

PTT de farklı istihdam modelleri aslında süregelen sorunların daha derinleşmesine neden olmuş, kuruma olan güveni ve kurumun imajını adeta yok etmiştir. Bu noktada sendikaların temel görevi olan emekçilerin sosyal-mali ve özlük haklarını koruma kriteri devreye girmelidir. Bu bağlamda PTT’de yetkili ama etkisiz olan sendikaların emekten ve emekçiden yana tavır alması kaçınılmaz olmalıdır. Biz KESK HABER-SEN olarak farklı istihdam modellerinin ücrette eşitsizliğe yol açtığını, iş barışını bozduğunu, aidiyet duygusunu yok ettiğini ilk günden haykırarak dile getiriyor ve çalışılabilir-yaşanılabilir bir çalışma ortamının sağlanması için var gücümüzle mücadele ediyoruz. Emekçinin emekten yana olan sendikaları görmesi ve bu noktada destek sunmasıyla halkın olan ve kamusal hizmet yürüten kurumumuzun tekrardan eski imajına dönmesi çokta zor olmayacaktır. İktidarcı-yandaş sendikal anlayışı benimseyen sözde yetkili sendikalarında hiç zaman kaybetmeden emekten yana tavır alması zaruri olmuştur. Aksi takdirde tarih bu zulmü asla affetmeyecektir. Sendikamız İHS’li PTT emekçilerinin öncüsü olduğu KESK HABER-SEN İHS komisyonu ile birlikte var olan bütün hukuksuzlukların giderilmesi adına mücadelesini büyüterek devam ediyor. Bu bağlamda geçmişe ve geleceğe sahip çıkanlar olarak bizler her zaman huzurlu olacağız.

Sabri GÜNDÜZ

Genel Mali sekreteri

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eleven − four =

Örnek Resim