Anasayfa / MANŞET / ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE BİZ KAZANACAĞIZ!

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE BİZ KAZANACAĞIZ!

Bugün 19.07.2017 çarşamba 10.30 da Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlenen TİS talepleri konulu basın toplantısına KESK’in Yürütme Kurulu üyelerinin yanısıra bağlı iş kollarının MYK üyeleri de katılım sağladı.   KESK Genel Eşbakanı Mehmet BOZGEYİK okuduğu basın metni aşağıdadır.

 

Değerli Basın Emekçileri,

Öncelikle 9. Olağan Genel Kurulumuzda seçilen yeni Yürütme Kurulumuz adına, iktidarın tüm baskı, yıldırma ve engelleme politikalarına karşı bedeller ödeme pahasına, kararlılıkla basın, düşünce ve ifade özgürlüğü için mücadele eden, 170’e yakın tutuklusu bulunan siz özgür basın emekçilerine teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyorum.

Her geçen gün AKP karanlığı hak ve özgürlükler üzerine bir karabasan gibi çöküyor. Her gün bir gün öncesini aratır duruma geldi. Korku, kutuplaşma ve kaos stratejisi üzerinden geleceğimiz ipotek altına alınmaya çalışılıyor.

AKP faşizminin toplumun yarısını yok sayarak ülkeyi artık nüfus olarak da böldüğü, mafyanın devlet adına muhalif kesimleri ağaçlara asmakla tehdit ettiği, dünyanın dört bir yanında insan hakları mücadelesi veren değerli insan hakları savunucularının tutuklandığı, grevlerin yasaklandığı, ülkemizin ana muhalefet partisi liderinin sokağa çıkamaz hale getirilmekle tehdit edildiği, diğer muhalefet partisi eş başkanlarının milletvekilleriyle birlikte toplama kamplarına dönen cezaevlerine konulduğu, belediyelere atanan kayyumların toplumsal hafızayı silmeye dönük asimilasyoncu politikalarının hız kazandığı zifiri karanlık bir tünelden geçiyoruz.

Değerli Basın Emekçileri,

15 Temmuz darbe girişimi üzerinden bir yıl geçti.

Bir kez daha 15 Temmuz darbe girişimini lanetliyor, temel hak ve özgürlükler karşıtı tüm girişim ve hareketlere karşı net bir tutum içinde mücadele ettiğimizi, edeceğimizi belirtiyoruz.

Darbeler ancak toplumsal barışın tesisi, temel hak ve özgürlüklerin esas alındığı yeni toplumsal sözleşmeler, evrensel hukukun tüm norm ve ilkeleriyle hayata geçirilmesiyle önlenebilir. Yeni darbelerin zemini de ancak bu şekilde kurutulabilir.

Darbeye karşı kendi darbesini gerçekleştirmek yeni darbelere davetiye çıkaracağı gibi, kaosun ve gerilimin sürekliliğini sağlar. AKP’nin gerçekleştirdiği tam da budur.

Birkaç gün önce yıldönümü vesilesi ile AKP ve Devlet Bahçeli ortak yapımı bir takım etkinliklere şahit olduk. Bu etkinliklerle muhalif kesimlere karşı açıkça gözdağı verilmiş, AKP sivil darbesinin ve OHAL’in olağan hale getirileceği ilan edilmiştir.

Nitekim 14 Temmuz’da yeni bir KHK ile binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiş, dün yapılan açıklamayla da ilk ilan edildiğinde 45 gün süreceği söylenen OHAL 4. Kez uzatılmıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

14 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanan 692 sayılı KHK ile Konfederasyonumuza bağlı sendikaların üyelerinden aralarında çok sayıda şube başkanlarımızın olduğu 701 arkadaşımız daha ihraç edilmiştir. Toplamda şu an itibariyle 3942 KESK’li en ufak bir gerekçe söylenmeden, hukuksal bir süreç işletilmeden, kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın ihraç edilmiş durumdadırlar.

AKP açıkça örgütlü mücadeleyi, sendikal hak ve özgürlükleri hedef almaktadır. İhraç edilen arkadaşlarımızla ilgili FETÖ iddiası olmadığı gibi neredeyse tamamına yakınının haklarında daha önce açılmış bir dava yoktur. Bazı arkadaşlarımız hakkında açılan davalar ise lehlerine sonuçlanmıştır.

OHAL’i darbe girişimi nedeniyle ilan eden ve KHK’ları da bunun için çıkardığını söyleyen AKP açıkça yalan söylemektedir. Çünkü ihraç edilen arkadaşlarımızdan hiç birinin darbe girişimiyle alakası yoktur. Hiçbirine neyle suçlandıkları söylenmemiştir. Hiçbiri hakkında sunulan bir delil yoktur, dolaysıyla yapılan bir yargılama da yoktur. Askeri darbe dönemlerinde bile olmayan işlemlerle karşı karşıyayız.  Bizlerin tek suçu AKP’ye muhalif olmaktır.

Dünden bugüne yalnızca kendi üyeleri için değil tüm kamu emekçilerine dönük haksız, hukuksuz uygulamalar ve sömürü karşısında hiçbir siyasi iktidara boyun eğmeyerek mücadele eden Konfederasyonumuz KESK tam da bu özelliğinden dolayı AKP iktidarının ve yandaşlarının hedefi olmaktadır.

Değerli Basın Emekçileri,

Bu dönemin en belirgin bir diğer özelliği de her tür hukuksuzluğun, baskının, yönelimin serbest olması ama bu haksızlıklara karşı en ufak bir protesto eyleminin ise yasaklanmasıdır. Diyarbakır’da iki gün önce yaşananlar bunun son ve somut örneğidir. Diyarbakır’da 14 Temmuz’da yayınlanan 692 sayılı KHK ile sorgusuz, sualsiz, hukuksuz şekilde yapılan ihraçlara karşı anayasal güvence altında olan basın açıklaması yapma hakkını kullanmak isteyen KESK’lilere pervasızca yapılan saldırı ile en az 32 arkadaşımız darp edilerek gözaltına alınmıştır.

Ankara’da Yüksel Caddesi yasak bölge ilan edilmiştir. Ölüm sınırında olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın yaşam hakkı ve taleplerinin kabul edilmesi için yapılmak istenen her açıklama yeni gözaltı ve tutuklama gerekçesi yapılmaktadır. Bizler buradan bir kez daha ifade etmek isteriz ki, Nuriye ve Semih’in talepleri taleplerimizdir. Arkadaşlarımızın talepleri derhal karşılanmalı, ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir. Nuriye ve Semih yaşamalı, yaşatılmalıdırlar. Aksi durumda bunun tek sorumlusu AKP hükümeti olacaktır.

Değerli Basın Emekçileri,

Konfederasyonumuzun 9. Olağan Genel Kurulu 7-8-9 Temmuz 2017 tarihlerinde büyük bir coşku ve katılımla gerçekleştirilmiştir. Genel Kurulumuzda,  emek ve demokrasi mücadelemizi daha da geliştirmeyi ve yükseltmeyi hedefleyen yeni kararlar alınmıştır.

  1. Olağan Genel Kurulumuz; AKP faşizmine karşı birlikte ve ortak mücadelenin önemine dikkat çekerek referandumda açığa çıkan Hayır iradesinin, Adalet Yürüyüşünde öne çıkan adalet talebinin, gerici/mezhepçi eğitime karşı bilimsel, demokratik, özgürlükçü, laik ve anadilinde eğitim hakkının, kadınların cinsiyet ayrımcılığına karşı eşitlik mücadelesinin sahiplenilerek emek ve demokrasi mücadelesinin yükseltilmesi kararlılığını vurgulamıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

Ülkemiz, uluslararası emperyalist merkezlerce iktidara getirilen AKP eliyle Taşeron Cumhuriyetine dönüştürülmüştür.

Özelleştirme ve taşeronlaştırma ile kamuda istihdam parçalı hale getirilmiş, sözleşmeli, esnek ve kuralsız çalışma yaygınlaştırılmıştır. İstihdamda kuralsızlığı, taşeronlaşmayı, güvencesizliği temel alan dönüşümün bedeli artan iş cinayetleri ile emekçilere ödetilmektedir. Angarya çalışma artırılmış, çalışma süreleri uzatılmıştır. Sendikal ve demokratik haklarını kullanan emekçilere yönelik baskı, ceza ve sürgünler hız kazanmış, özellikle konfederasyonumuza bağlı sendikaların üyelerini hedef alan çok yönlü saldırılar artmıştır.

Değerli Basın Emekçileri,

Böylesi ağır bir ortamda, 1 Ağustos 2017 tarihinde, kamu emekçilerinin 2018-2019 yılları için toplu sözleşme süreci başlayacaktır.

Bizler şimdiye kadar yapılan toplu görüşmeler ve 2013 yılından itibaren de adı toplu sözleşme olan ancak içerik olarak yine toplu görüşme formatında devam eden süreçleri hatırlatmakta fayda görüyoruz. Her alanı tek tipleştirmeyi hedefleyen AKP’nin toplu sözleşme süreçlerini de memur kolu olan yandaş sendikalar ve konfederasyon üzerinden götürme taktiğine karşı konfederasyonumuz satış sözleşmelerine karşı ciddi bir mücadele yürütmüş, her aşamasını bir mücadele ile karşılamaya çalışmıştır.

Nitekim toplu görüşmeler sürecini “orta oyunu” olarak tanımlayarak teşhir eden ve işlemez hale getiren de KESK’tir, KESK’li kamu emekçileridir.

Yandaş Konfederasyon kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını peşkeş çekerek hormonlu büyümeye devam ededursun, bizler gelecek ay yapılacak toplu sözleşme görüşmelerini bir kez daha kamu emekçilerinin gerçek sorunlarını ve taleplerini gündeme getirmek için değerlendirecek, taleplerimiz için fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz.

TİS taleplerimiz ve yaklaşımımıza dair önümüzdeki günlerde Konfederasyonumuz gerekli açıklamayı yapacaktır.

Değerli Basın Emekçileri,

Bizler, Kamu emekçileri sendikal mücadelesinin yapı taşı, fiili meşru mücadelenin açık adresi olan KESK’in görevi yeni teslim almış olan Yürütme Kurulu üyeleri olarak,  mücadele bayrağını teslim adlığımız arkadaşlarımız gibi, taşıdığımız sorumluluğun bilincindeyiz. Özelde kamu emekçilerinin genelde alın teri ile yaşam mücadelesi veren tüm emekçi sınıfların içine itilmek istendiği karanlık tablonun sorumluluklarımızı daha da artırdığının farkındayız.

Sizlerle özet olarak paylaştığımız tablonun iç karartıcı oluğunu biliyoruz. Ancak emeğin, emekçilerin mücadelesinin sürdüğü koşullarda her zaman umut olduğunu da biliyoruz. Bunun için 9. Dönem KESK Yürütme Kurulu olarak emekçilerin beklentilerine cevap olacak, dönemin yakıcı ihtiyacı olan emek ve demokrasi mücadelesini örgütlemeye çalışacağız.

Hem emekçi sınıfların kazanılmış haklarına göz diken siyasal iktidara hem de siyasal iktidara göbekten bağlı “yandaş sendikacılığa”, sendikal hak ve özgürlüklerimizi aşağı çekmeye çalışan genetiği değiştirilmiş sendika görünümlü yapıların yönetimlerine karşı da mücadeleyi yükselteceğiz.

Öte yandan KESK, AKP’nin neoliberal, antidemokratik ve savaş yanlısı politikalarına karşı her zaman demokrasiyi, barışı ve halkların özgürlük temelinde eşitliğini savunmuştur.  KESK bundan sonra da tüm sorunlarda olduğu gibi Kürt sorununun da demokratik, barışçıl yöntemlerle çözümünü savunmaya devam edecektir.

Emeğin haklarına ve değerlerine sahip çıkmanın demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkmaktan geçtiğine inan kamu emekçilerinin mücadele örgütü olarak karanlığın, baskıların, yoksulluğun, sefaletin dünyasına karşı, demokrasi, barış ve özgürlüğün hakim olduğu emeğin dünyasına yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. 

KESK, bağlı sendikaları ve yüzbinlerce üyesi olarak ne geçmişte ne de bugün karanlığa teslim olmadı, olmayacaktır.

Korku imparatorluğu kendi sonunu getirmeye mahkûmdur. Kaçınılmaz sonlarını emekçileri ve demokrasi güçlerinin ortak ve birlikte mücadelesi getirecektir.

AKP faşizmine birlikte karşı koymak ve ortak mücadele etmek dışında bizi aydınlığa çıkaracak bir yol olmadığının bilinciyle tüm ezilenler ve ötekileştirilenlerle birlikte büyük bir dayanışma ağını kuracak, baskıları göğüsleyecek ve püskürteceğiz.

Fiili, meşru ve hukuki mücadelemizi her ne pahasına olursa olsun yükselteceğiz.

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE BİZ KAZANACAĞIZ!

OHAL/KHK’LAR GİDECEK, BİZ KALACAĞIZ!

Saygılarımızla…

 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

GAZETECİLİĞİN SORUNLARI CEMİYETLER, SENDİKALAR VE KONUNUN TARAFLARIYLA KONUŞULDU

Türkiye’de gazetecilik ciddi ve sıkıntılı bir dönemden geçmektedir. Medya sivil toplum kuruluşları, sendikalar, cemiyetler dayanışma ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sixteen − two =

Örnek Resim